Gözyaşı Dağları (Kurgan 2)
Aylar sonra Gruar deniz kenarında bir kayanın üstüne oturmuş, öğrencilerine sorular soruyordu. Okumayı çoktan öğrenmiş olan çocuklar mihver kitaplardan ilkini bitirmişlerdi. Bu Endolya tarihini anlatan bir kitaptı. Bugünkü ders de o kitapta anlatılan bir hikâye ile ilgiliydi. Bir balıkçının hikâyesi.
“O balıkçı denizin dilini öğrendiği hâlde, denizle neden konuşamaz hâle gelmiştir sizce?”
Öğrencilerinin parlayan gözlerine baktı tek tek. “Sen,” demesine gerek yoktu söz hakkı vermek için. Bakışıyla bunu anlatabiliyordu. Sabar’da durdu gözleri. Sabar saygı ile başladı söze.
“Çünkü o balıkçı konuştuğu deniz dilini sadece denizle konuşabiliyordu. Bir tek cisme bağlanmanın sonu bazen hüsran olabiliyor. Hâlbuki eğer o dili bir başkasıyla, mesela bir insanla konuşabilseydi o kelimelerin asıl anlamlarını unutmayacaktı. Unutunca karşısında yokluğu buldu ve ağlarına bir daha balık gelmedi.”
“Anlaşıldı Sabar. Çok güzel bir cevap verdin.”
Tevazu ile yerine oturdu öğrenci.
“Peki, sen ne diyorsun bu hikâyenin muradı hakkında Cemhan?”
Kendinden emin ama kibirden uzak bir şekilde ayağa kalktı Cemhan:
“Deniz, ona kendi dilini bağışlamıştı. Çünkü deniz onu sevmişti. Onun sulara, derinliklere olan aşkını ödüllendirmek istemişti. Balıkçıya her kelimesinde derinliğin ruhuna dair bir davet sunuyordu. Ancak balıkçı denizin kendisine balıktan başka verebileceği şeyler de olduğunu idrak edemedi. O yüzden denizi küstürdü.”
Yazar | Hacı Şaban Boztaş |
Yayınevi | Sütun Yayınları |
ISBN | 9786054730650 |
Sayfa Sayısı | 448 |
Dil | Türkçe |
Ölçü | 11x18 cm |
Kapak | Karton Kapak |
Baskı | 2013 |